En çok 55 cm boya ulaşabilen Kırmızı İskorpit Balığı (Scorpaena scrofa) genel olarak kırmızı
ya da turuncu olsa da rengi değişiklik gösterebilir. Bu tür Akdeniz’in her
yerinde, genellikle derin sularda (20 kulaç) yaşar. Kuzey Afrika açıklarında, Atlantik’te
Manş Denizi’nden Senegal’e kadar uzanan bir alanda görülür.
İskorpitlerin iri kafaları ve zırhla kaplanmış gibi
görünen yanakları vardır. Kafalarında, gözlerinin arasında ve üstünde dağınık
kıvrımlar mevcuttur. Sırt yüzgeçleri iri, zehirli dikenlerden oluşur. Daha
küçük olan (maks. 25 cm boy) kahverengi iskorpit (Scorpaena porcus), kuzenine oranla daha lezizdir. Karadeniz’de
yalnızca S. porcus yani kahverengi
olanı bulunur.
|
İskorpit Balığı
|
İsimlendirme: Fr. Rascasse
rouge, İng. Scorpion fish, İsp. Cabracho, İt. Scorfano rosso, Yun. Skorpena
İskorpitin dikenleri vücuda değdiğinde deride kızarıklık ve
şişlik oluşur. Zehirin etkisi birkaç gün sürebilir. Zehirinden dolayı olsa
gerek; balıkçılar arasında "çarpan" ya da "sokar" olarak da bilinir.
İskorpit, Akdeniz mutfağında, balık çorbalarında ve benzer yemeklerde
(yahni, buğulama, pilaki, v.b.) kullanılır. Küçük türler başka şekilde
değerlendirilmez, fakat - üzerine sık sık tereyağı sürülerek - fırında
pişirilebilen büyük kırmızı iskorpitlerin ıstakozdan farklı olmayan beyaz eti
oldukça lezzetlidir. Yanaklarını yemeği ihmal etmeyin.
Karadeniz’de, özellikle Sinop yöresinde çarpanın tavası
meşhurdur; gidip de yerinde tadanlar bilir. Veni, vidi, comedi! Yani ben de bizzat gittim, gördüm, yedim; tadı hakikaten
enfesti, lokum gibiydi adeta...
Çorba Tarifi (4
Kişilik)
Birer adet soğan, havuç ve sap kerevizi kabaca
doğrayıp derin bir tencerede az zeytinyağında tuz ilavesiyle beş dakika
çevirerek soteliyoruz. Tencereye 3-4
diş sarımsak, 8-10 adet tane karabiber, iki defne yaprağı,
yarım demet maydanozun sapını ve 1.5 litre kadar su ilave edip kaynamaya
bırakıyoruz. Kısık-orta ateşte yaklaşık 10 dakika tıngırdatıyoruz.
İçi temizlenmiş iskorpitleri (yaklaşık 1 kg) sudan geçirip tuzladıktan
sonra tencereye ekliyoruz. Tencerenin kapağını kapatıp kısık ateşte 15 dakika
pişmeye bırakıyoruz. Bu arada suyun üzerine çıkan köpükleri bir kaşık
yardımıyla alıyoruz.
Balıkları delikli bir kepçe ile ayrı bir kaba aktarıyoruz. Balık
suyunu ince bir süzgeçten geçiriyoruz. Balıklar ılıyınca etlerini didikleyip
ayırıyoruz. Bu işlemi yaparken ince kılçıklara dikkat!
Çorba tenceresini ocağa alıp içinde iki kaşık zeytinyağını
kızdırıyoruz. İnce doğranmış 4-5 adet arpacık soğanını, yarım sap kerevizi ve
yarım havucu ekleyip 4-5 dakika çeviriyoruz. Balık suyunu ilave edip kaynamaya
bırakıyoruz. Küçük doğranmış bir adet orta boy patatesi ekleyip sebzeler
yumuşayana dek pişiriyoruz. Didiklenmiş balık etlerini çorbaya ilave ediyoruz.
Son aşamada çorbanın terbiyesi için bir-iki adet yumurtanın
sarısı ile bir tane limonun suyunu iyice çırparak tencereye ekleyip
karıştırıyoruz. Tuzunu, karabiberini ayarlayıp ince kıyılmış bir avuç taze maydanozu
(kişniş veya dereotu da olabilir) da ilave ettikten sonra gazı kesiyoruz. İşlem
tamam!
Not: Bu tarifte iskorpit yerine
fenerbalığı, sangri, dülgerbalığı ya da kırlangıç kullanılabilir.
Afiyet olsun!
Sevgi ve Saygılarımla,
Esen K.
Kaynaklar:
Balık Yemekleri (Fish & Shellfish); Pepita Aris, Marlena Spieler, Kate Whiteman; Türkiye İş Bankası Yayınları;
2008
Akdeniz Balık Yemekleri (Mediterranean Seafood); Alan
Davidson; Dost Kitabevi Yayınları; Aralık 2000